Mechanic Dergisi Röportaj
ALDAĞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Rebii Dağoğlu ile yeni yatırımları ve sektöre dair öngörülerini anlattığı keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Sayın Dağoğlu’na verdiği değerli bilgiler ve bizi ayırdığı zaman için teşekkür ederiz.
Manisa’da yaptığınız fabrika yatırımıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki İstanbul’da iki olan fabrika sayımızı üçe çıkarttık. Kurtköy’e ikinci fabrikamızı açtık. İzmir Torbalı’da da Akhisar’daki fabrikamıza ön hazırlık olması için yeni bir fabrika açtık. ALDAĞ şu an hali hazırda dört fabrikayla imalat sürecini ilerletiyor. Akhisar devreye girmediği için kapasite artırma ihtiyacımız vardı. Bu ihtiyacımızı yeni iki fabrikayla gidermek durumunda kaldık.
Akhisar önümüzdeki ay imalat yapmaya başlayacak hale geldi. Üretim tarafındaki idare ofis binalarını bitiriyoruz. Haziran ayında tam kapasite olarak çalışmaya başlarız ancak resmi açılışı eylül ayına bırakabiliriz. Araya seçimlerin girmesi resmi açılışın ertelenmesine neden oldu ancak önemli fabrikanın faaliyete geçmesi.
Fakat tekrarlıyorum önümüzdeki ay üretime başlamayı planlıyoruz. İzmir’de Torbalı da ki fabrikamızda oluşturduğumuz iş gücünü oraya kaydırmak için planlamalar yapıyoruz. Bunun yanında İstanbul’dan da o tarafa geçmek isteyen arkadaşlarımız var. Sonuç olarak ALDAĞ önümüzdeki ay yeni tesisinde üretime geçecek.
Fabrikamızın sanayi sitesine yakın bir yerde yeni yapılmış bir lojman kiraladık. Dolayısıyla gelen arkadaşlar orada ikame edecekler. İzmirliler ve Manisalılar çoğunlukla kendi evlerinden gidip gelmeyi tercih ettiler. İstanbul’dan gelen arkadaşlarımız bu lojmanda yaşayacaklar.
Beşinci fabrikanız açıldıktan sonra üretim hacminizde nasıl bir artış bekliyorsunuz?
Biz senede aşağı yukarı 3.000 adet klima santrali yapıyoruz. Akhisar’daki fabrikamızla birlikte üretim kapasitemizde ciddi bir artış
öngörüyoruz. Öncelikle üretimini kaydırmayı planladığımız ürünler Klima Santralleri , Hijyenikler, Havuz nem alma cihazları ve paket tipi klima cihazları olacak. Fan coil üniteleri, Isıtıcı apareyler ve IGK cihazlarının üretimi İstanbul da ki tesislerimizde devam edecek.
Şu anda klima santrallerinin hemen hemen bütün parçalarını dış atölyelerden tedarik ediyoruz. Bu üretim süreçlerinde yaptığımız değişikliklerden bir tanesiydi. Ama bunu gerektiğinde tekrar içeriye kaydırabilecek gibi şekillendirdik, makinelerimiz çalışmaya
hazır. Hiçbir şekilde bağımlı değiliz. Üretim için de ciddi makine yatırımlarımız var. Ürettiğimiz cihazların tamamında geliştirmeler yapıyoruz. Fabrikanın açılışından sonra yeni nesil klima santrallerimizi tanıtacağız. Klima santralinin tasarımı üzerine ciddi değişiklikler yapıyoruz. Bir nevi hat sistemini kurmaya uygun yeni bir modellemeye gidiyoruz.
Çok gelişmiş bir test istasyonu olacak ve biz bu istasyonu sektörümüzün kullanımına da açığız. Bu istasyonun sertifika sürecini başlatacağız.
Yeni fabrikanızın içinde bir AR-GE birimi olacak mı?
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, AR-GE merkezi olmak için başvurumuzu yaptık. AR-GE merkezimizi İstanbul’da tutacağız, belki UR-GE merkezimizi Akhisar’a taşıyabiliriz. İlk geldiğimizde, bizimle aynı kategorideki firmaların ve bizim AR-GE çalışanı
sayımızın karşılaştırma tablosunu çıkarttık. Ben geldiğimde bu konuda bayağı gerideydik. Hem bu alanda çalışan sayımızda hem de çalışanların niteliğinde çok ciddi bir artış sağladık. AR-GE konusunda Ozan Bey’in de yurtdışından tanıdığı bazı firmalardan
destek alıyoruz. Özellikle yeni nesil klima santralleri konusunda Alman bir firmayla ortak çalışıyoruz.
Müşterilerinize sunmuş olduğunuz ürünlerin dışında üretmeyi, satışını gerçekleştirmeyi düşündüğünüz bir ürün var mı?
Önümüzdeki 5-7 yıllık süre zarfında ALDAĞ markasını, iklimlendirme sektöründeki bütün ürünlerin üzerinde göreceksiniz. Bunların hepsini üretip üretmeyeceğimiz konusu ayrı bir konu. AR-GE çalışmalarını biz yaparız ama üretmeyebiliriz. İş ortaklarımız olabilir,
bu sayede sektör de kazanır. Markamıza ciddi bir yatırım yapıyoruz ve burada bir katma değer varsa biz bunu sektörün bütün paydaşlarıyla paylaşmaya hazırız.
Şu anda üzerinde durduğum konu ısı pompaları. Bence konvansiyonel sistemleri çöpe atacak, fosil yakıt tüketimini sıfıra indiren önemli bir sistem. Bununla ilgili arkadaşlarımızın, merkezi sisteme uyarlama ile ilgili çalışmaları var. Yakın zamanda AR-GE çalışmalarımızla ilgili haberleri arka arkaya vereceğiz.
Sektörümüze destek olmak adına birçok derneğe sponsor oluyorsunuz. Bunların dışında ALDAĞ olarak yaptığınız sosyal
sorumluluk projeleri neler?
Sivil toplum örgütleri, toplumsal gelişimin dinamosudur. Bir firmanın dışarıyla iletişim kurmasında en büyük etken sivil toplum kuruluşlarıdır. Biz sadece sponsorluk yapmıyoruz, arkadaşlarım bütün komisyonlarında aktif olarak görev alıyorlar. MMO olsun
TTMD olsun İSKAV gibi kuruluşlara eğitim vermek ve almak üzere katılıyorlar. Dolayısıyla süreçlerin her aşamasının içindeyiz. Yeni projeler henüz planlama safhasında, çalışmalarımız belli bir seviyeye geldiği zaman zaten gerekli duyuruları yapıcağız.Öte yandan bu projelerin tek ayağı biz değiliz o yüzden bir açıklama yapılacaksa birlikte hareket edilen STK larla birlikte yapılır.
Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak iki yıl içinde ne gibi değişikliklere imza attınız ve daha başka planladığınız adımlarınız nelerdir?
Ben bu göreve başladığımda da ALDAĞ iyi ve güvenilir bir markaydı. Finansal olarak her zaman güçlü bir firma oldu. Biz ermayedarlar olarak firmayı çok destekledik. Benden önceki yöneticiler de çok iyi bir şekilde yönetmişler, geldiğimde içeride çok ciddi bir birikim vardı. Bu birikimler sayesinde Manisa’daki fabrika yatırımlarını tek bir kuruş kredi almadan idame ettirdik.
Fabrika için çalışmalara başlarken 12,5 milyon dolar olarak belirlediğimiz bütçenin üzerine çıktık. Çünkü sadece fabrika
yatırımını yapmıyoruz. Çok fazla yapısal değişim ve dönüşüm harcamaları yapıyoruz. Dolayısıyla, şirket iki ortaklı yapıdan tek ortaklı yapıya dönünce bir sermaye artırımına daha gittik. Aldağ’ın güvenilirlik imajı vardı ve bunu korumak önemliydi.
ALDAĞ bu sektörü kuran firmadır. Ben Alarko ile ortak kurduğumuz Rami’deki fabrikaya şirkette çalışma arkadaşlarımı götürmüştüm. Onlara buranın ALDAĞ’ın veya sektörün hikayesi olmadığını, Türkiye’nin hikayesi olduğunu söyledim. 1967’de o
yatırım bile Türkiye’ye çok görülüyordu. Ülkenin bunu kaldırıp kaldıramayacağı sorgulandı. Ama öyle olmadı. Orada
atılan temelle koskoca bir sektör ortaya çıktı, oradan ayrılan insanlar yeni firmalar kurdular. ALDAĞ’ın bu öyküsünü şimdiye kadar anlatmayı başaramamıştık.
Bizi 50. yılımıza getiren değerlerimizin ne olduğunu insanlara anlatmamız gerekiyordu. Bundan sonra da 50 yıl daha ayakta kalabilmek için geçmişin değerleriyle değil yeni değerler edinmemiz konusunda hemfikiriz. İlkeler ve prensipler size faydalı
olduğu sürece değer taşırlar. Öyle ki değerlerimizi koruyacağız derken statükoya zemin hazırlamamalıyız. Şirketi bu zamana getiren yapıyı muhafaza ederken değişime ayak uydurmak hatta değişimin öncüsü olmak önemlidir.
Çalışan ve emekçi odaklı bir yapı ortaya koyduk. Bizim düşüncemize göre bütün yapılan işin merkezinde insan vardır. Bize pazarlama bütçemizin fazla olduğunu söylüyorlar, evet fazla ama eğitime ayırdığımız bütçe daha fazla. Biz insan faktörünü hiçbir zaman maliyet olarak görmedik, aksine bizim için en büyük kaynak olarak gördük ve o kaynağa yatırım yaptık. Satış pazarlama, iletişim, sosyal medya, IT ve bilişim alanlarında birçok eğitim programları düzenliyoruz. Bu eğitimlerde de sıkılmıyorlar, severek geliyorlar. Ön lisans mezunlarımızı lisanslarını tamamlamaları, lisans mezunlarımızı yüksek lisans yapmaları için hem zaman
hem de maddi açıdan destekledik. Kendi içimizdeki arkadaşlarımıza değer katmak bizim için önemliydi.
AR-GE alanında bünyemizde çalışanların kalitesini ve sayısını artırdık. Teknik altyapımızı değiştirdik. Tüm şirketin hem yazılım hem donanım alanında altyapısını değiştirdik. Tüm süreçlere bulut sistemini getirdik, şu anda bu kullanılıyor. Türkiye çapında çok ünlü bir sistem entegretörü firmayla anlaştık. Tüm fiziki sunucularımızı dışarıya taşıdık. Klima santralleri için yeni bir seçim programına geçtik.
CRM programımızı çöpe attık ve yeni bir CRM programına geçtik. Şimdi yeni bir ERP programı devreye giriyor. Revit ile ilgili çalışmalarımız var. Dediğim gibi kendimizi hızla değişen koşullara adapte ediyoruz. Enerji verimliliği ve dijitalleşme olmak üzere iki önemli odağımız var. Yakın zamanda detaylı açıklamalarımızı yapacağız. Herkes sadece pazarlama alanında değil, AR-GE
alanında da ne kadar ileride olduğumuzu görecek. Sadece ürün kalitesi değil tüm bölümlerin işleyiş süreçleriyle ilgili sertifikaları alma sürecini başlatıyoruz. İş güvenliğinden IT bilişim güvenliğine kadar, lojistik kalitesinden satın alma süreçlerine kadar tüm alanlarda sertifikasyon alma süreçleri başlattık. Bunları takip edecek birimi de oluşturduk. Bu süreçlerle ilgili çalışanların eğitimleri
devam ediyor. AR-GE merkezi dışında teknokentte de bir yer tutacağız.
Bu ülkeye yatırım yapan bir Türk firma olarak sektör paydaşlarına ne söylemek istersiniz?
Ülkeye de bu ülkenin insanına da güveniyorum. Çok zor şartların üstesinden gelmiş bir ülkeyiz. Şu anda da yine milli egemenliğimiz, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, inançlarımız ama en önemlisi birlik ve beraberliğimiz dört bir yandan taarruz altındayken bile ekonomik büyümemizi ve kalkınmamızı sürdürebiliyoruz. Zorluklara ve tüm engellemelere karşın yolumuzda ilerlemeye devam ediyoruz. Mesela sektörün 2023 yılı hedefi 60 milyar dolar ve bence buna ulaşabiliriz. Türk insanı isterse, stratejik olarak programlanırsa, yapısal reformları yerine getirirse bunların hepsi yapılır. Türkiye’ye herkes güvensin, gelecekten korkmasın.
İstanbul Sanayi Odası, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği gibi kuruluşlarda seçimler var. Bunlarla ilgili değerlendirmeleriniz ve düşünceleriniz neler?
Sektörel örgüt ve kuruluşlar demokrasinin lokomotifleridir. Seçim ilk olarak İstanbul Sanayi Odası’nda tamamlandı ve orada sektörümüzü temsil edecek iklimlendirme komitesi belli oldu. Alarko Holding’ten Ayhan Yavrucu, Çukurova Isı’dan Ömer Cihad Vardan, ALDAĞ’dan ben, Frigo Mekanik’ten Cemal Özyurt ve Yazkar’dan Cem Yazıcı sektörümüzü İstanbul Sanayi Odasında iklimlendirme sektörümüzü temsil edeceğiz. Bu ALDAĞ’ın uzun zamandır üyesi olduğu bir komiteydi. Keza İTO’da da seçimler
tamamlandı ve komiteler belli oldu. Şimdi sektörümüzü ilgilendiren İSİB seçimleri kaldı. Orada da tek liste halinde girilecek. Ben kurumlarda görev alan kişilerin gönüllülük esasına göre hareket ettiklerini unutmamak lazım. Bu kurular insanların özel ve
çalışma hayatlarından zaman ayırıp, kendilerini toplumsal gelişime vakfettikleri alanlar. Zaten toplumsal faydayı gözetmenin temelindeki anlayışın özünde bu düşünce sistemi vardir.
Bu organizasyonlarda sizin veya ALDAĞ’dan bir kişinin başkan olması gibi bir durum veya düşünceniz var mı?
Hayır. Şu anda ALDAĞ nın hızlı büyüme ve yatırım süreci benim bu gemiyi kaptansız bırakmama olanak vermiyor. Ancak biliyorsunuz Genel Müdürümüz Ozan Bey, İSKİD in bir nevi resmi olmasa bile fiili seçilmiş başkanı olarak görev yürütüyor. Biz
Ozan Bey’i buraya davet ettiğimizde zaten kendisi İSKİD Başkan Yardımcısıydı. Bana kendisinin gelecekteki
İSKİD başkanlığıyla ilgili ne düşündüğümü sorduğunda bunun bizim açımızdan en ufak bir sorun teşkil etmiyeceği gibi kendisinin en
büyük destekçisi olacağımı söyledim. Bununla da kalmayıp kendisini İSKİD den sonra EUROVENT gibi uluslararası kurumlarda görev alırken görmek istediğimi belirttim. Şu anda FRİTERM’den Naci Şahin EUROVENT Başkan Yardımcısı ve önümüzdeki
dönem de bu organizasyonun başkanlığını üstlenen ilk Türk olacak. Bence büyük başarı. İnşallah bundan sonra da bu kurumda başkanlığı üstlenen ikinci Türk de Ozan Bey olur. Biz firma olarak kendisine, bu platformlarda hem ülkemizi hem sektörümüzü
temsil etmesi için her türlü desteği vereceğiz.
Bahsettiğiniz yeni seçim programının sektörümüzde çalışan firmalara ve size sağlamış olduğu artılar nelerdir?
Hem niteliksel hem niceliksel, kesitler açısından, kapasite olarak, marka olarak çok daha fazla alternatif sunan bir seçim programı. Çok fazla ara kapasite geldi. Eskiden bir ya da iki fan markasıyla seçim yapabiliyorken şu an birçok markayla seçim yapabilme esnekliği kazandık. En büyük artısı bu. Programın projeci versiyonu da ayrı yapıldı. Eskiden projeci resim hazırlıyordu, resim
imalata gidiyordu. Şimdi artık seçim programından çıkan projelerimiz direkt imalata gidecek. Yani iş akışı hızlanacak ve verimliliğimizi artıracak.
İklimlendirme sektörüne ve sektördeki paydaşlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bizi izlemeye devam etsinler. Şu ana kadar gördükleri buzdağının görünen yüzünden de azı. Her şey yeni başlıyor.
Bizim başarımız sektörün başarısı demek. Bizim başarımız yeni bir düzlem oluşturacak ve bu da diğer firmaların önünü açacaktır. Başarıya giden yol yalnızlıklarla dolu bir yol. Düne kadar ALDAĞ köşesinde sessiz sedasız oturan bir firma iken bize sempatiyle
bakanlar, bugün rahatsızlık içinde olabilirler. Bu da çok doğal bir durum. Ancak ok yaydan çıkmıştır, süreç artık geri alınamaz bir noktadadır. Bugün ben bile istesem bu gelişim ve değişim sürecini durduramam. Bu dinamizm hepimizi öyle bir içine aldı ki neredeyse herkes kendisini şirketine adadı. Bu da ortak hedeflerde buluştuğumuzu gösteriyor. Aramıza yeni katılan arkadaşlarda
de hemen bu silsileye adapte olabiliyorlar. Demek ki çok güçlü bir girdap yaratmışız diyorum. Bu yüzden herkese tavsiyem adapte olmaya çalışsınlar, yeni ortama uyum sağlasınlar.