DTK Dergisi Haziran 2018 Kahve Molası yazısı
Günümüz dünyasında şirketler, değişen tüketici ve müşteri davranışları, teknolojinin ilerleme hızı ve artan dijitalleşme ile birlikte iş modellerini, ürün ve hizmetlerini, müşterilerine yaşattıkları deneyim ve iş yapış şekillerini sorguluyorlar. Bu etkileşim içinde oyunun kurallarını değiştiren veya kuran şirket olmak için değişiyorlar ve beraberinde içinde bulundukları eko sistemi de değiştiriyorlar. Dijital değişimin ayak sesleri; sektör ayrımı olmaksızın büyüklük ve olgunluk farkı olmadan kendini gösteriyor.
Telekomünikasyon sektörünün son 20 yılda çevirmeli bağlantıdan geniş banda olan hızlı gelişimiyle birlikte, hem sabit hem de mobil geniş bant, hayatımızda her geçen gün daha büyük yer tutmaya başladı. Günümüzde, mobil ve sabit iletişim teknolojileri, sadece bireysel haberleşme ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmıyor; sağlıktan tarıma, finanstan eğitime, her alanda yenilikçi hizmetler sunarak, yatay kestiği tüm sektörlerde sağladığı verimlilik artışıyla ekonomik büyümenin de lokomotifi oluyor. Başka bir deyişle; dijitalleşme olgusu, hayatın her alanında etkisini artırarak hissettiriyor.
Bir işletmenin dijitalleşmesi ise yukarıdaki bağlamda ele alındığında aslında işletmenin sahip olduğu bütün bilgi ve birikimin dijital ortama geçirilmesi ve bu yeni dünyada yeni imkanlar ve yeni problemlerle yönetilebilmesidir. Dijitalleşme, işgücü kavramına da yeni bir boyut kazandırıyor. Dijital teknolojilerin iş piyasalarına etkisi, yeni teknolojilerle büyümeyi sağlamanın yolları, eğitimde dijitalleşmiş bir dünyaya hazırlanmanın ipuçları, dijital gelecek için ihtiyaç duyulan siyasi ve ekonomik çerçeve gibi konuların tartışıldığı dünyamızda, geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin dijital dönüşüm hakkındaki düşünce ve beklentileri de başta telekomünikasyon olmak üzere tüm sektörler açısından önem taşıyor.
Dijitalleşmenin sunduğu yeni iş olanakları, başka bir deyişle “dijital işgücü”, Türkiye’nin de toplumsal ve ekonomik geleceği için kritik önem taşıyor ve ülkemizin uçtan uca dijitalleşmesini gerekli kılıyor. Bu noktada, özellikle girişimcilik, hızla dijitalleşen yeni ekonomi düzeninde genç istihdamının artırılması açısından önemli bir potansiyel sunuyor. Ancak belirtilmesi gereken bir önemli husus dijitalleşmenin, dijital dönüşümün ayrılmaz bir alt parçası olduğu ancak kendisinin olmadığıdır. Dijitalleşme tamamen online süreçlerle ilgiliyken dijital dönüşüm iş süreçleri ile ilgilidir. Müşteri deneyimini esas alır, ve online süreçleri kapsadığı gibi offline süreçleri de kapsar.
Dijital dönüşüm çağında inovasyon ve Ar-Ge’ye odaklanmamız gerekiyor. Türkiye inovasyon çalışmalarıyla dünyada 2014’te 56, 2015’te 60’ıncı sırada yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmalarına göre; 2020’ye kadar 4,5 milyon kişi işlerini robotlara devredecek, start-up’lar arasında da yapay zeka ve bulut projeleri baş gösterecek. Bilişim ve endüstri 4.0 da olduğu gibi dijital dönüşümde gerçekte hedeflenen teknolojik platformlar arası insan ve makine deneyimini kesintisiz sağlayabilmek. Aslında burada IT sistemlerinden ve dijital pazarlamadan söz ediyoruz. Yukarıda belirttiğimiz gibi dijital dönüşüm dijitizasyon ile karıştırılmamalıdır. Dijitilizasyon analog süreçlerin dijitalleşmesinden ibarettir.
Bilgisayar bilimleri daha çok dünyada bulunan veri kaynaklarının dijital ortama çevrilmesi ile ilgilenir. Örneğin; bir resim, bir ses veya ortamın nem değerini çeşitli duyargalar (sensor) vasıtası ile alıp, sayısal (dijital) verilere çevirmek ve bu veriler üzerinden işlem yapmak bilgisayar bilimlerinin çalışma alanıdır. Buna karşılık bir işletmenin dijitalleşmesi, veri veya veri kaynaklarının dijitalleştirilmesinin ötesinde, bir sürecin, algı ve yönetimin dijitalleştirilmesi olarak düşünülmelidir. Örneğin; bir işletmenin dijitalleşmesi, eskiden elle veya analog yöntemlerle yönetilen süreçlerin dijital ortama, yani bilgisayar ortamına geçirilmesi ile kısıtlı değildir, ayrıca bu ortamın sunduğu yeni imkanların (mesela iş zekası) daha verimli kullanılması ve bu ortama özel yeni problemlerin doğru yönetilmesini de içerir. (Fichman 2014).
Bu anlamda dijitalleştirme aşağıdaki faydaları sağlamaktadır: (Negroponte 1995)
•Dijital üretim sayesinde mükemmel kopyalar
•Verinin Dijital ortamda saklanması sayesinde maliyet düşüşü
•Dijitalleştirilmiş veriler üzerinde arama, analiz, düzeltme ve geliştirme gibi ileri işlemler.
Birkaç yıl önce düşünülenin aksine dijital değişimin sadece yeni teknolojilerin adaptasyonu, yeni bir satış kanalının açılması veya sosyal medya etkileşimi anlamına gelmediğinin herkes farkına varmış durumda. Akıllı telefon ve tablet gibi artık hayatımızın vazgeçilmez parçası haline gelen araçların sosyal medya, mobil uygulamalar, bulut uygulamaları ve gelişmiş analitik yetkinlikler gibi trendler ile birleşmesi tüketicilere günlük satın alma aktivitelerini gerçekleştirirken kullanabilecekleri sınırsız bilgiye erişim sağlıyor. Bu noktada dijital değişim ile birlikte düşünülen sadece yeni bir web sitesi yapmak veya e-ticaret platformu oluşturmanın çok ötesinde. Dijital değişim, yıkıcı teknolojilerin şirketlerin DNA’sına işlenmesini ifade ediyor ve tüketiciden çalışana, tedarikçiden müşterilere kadar herkesin deneyimlerinin iyileştirilmesini içeren bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.
*Negroponte, N. 1995. Being Digital, New York: Alfred A. Knopf.
*Fichman R. G., Dos Santos B. L. , Zheng Z 2014), Dıgıtal Innovatıon As A Fundamental And Powerful Concept In The Informatıon Systems Currıculum , MIS Quarterly Vol. 38 No. 2, pp. 329- 353/June 2014